30 Nisan 2007

Bir adam vardı...

30'lu yaşlardaki herkesin hatırlayabileceği bir adam vardı, ya siz hatırlar mısınız?

Esnaftı, memurdu, işçiydi, öğrenciydi. Yeşilçam'daki Münir Özkul'du.


Yaşamında iki büyük kavram vardı: Aile ve onur.


Fabrikasının sahibi milyardere gıpta etmez, aybaşı aldığı maaşla kıt kanaat geçinirken, sıcak yuvasında mutlu olurdu. Katıksız, saf mutluluk.


Onun idealleri vardı.


Milleti yönetenler de kendi gibi olsun yeterdi: Dürüst, adil, çalışkan, Cumhuriyet devrimi ruhunun mirasçısı, evlatlarının geleceğini düşünen, aydınlık, apaydınlık...


O, 'taraf'tı. İdealleri ile örtüşen her kişi ve kurumun tarafındaydı. Cahil olabilirdi belki ama bilinçli ve sorumluydu.


Bir gün, öldü. Cenazesinde herkes hakkını helal etti.


-/-


Aradan 25 yıl geçti. Yeni biriyle tanıştık.


Esnaftı, memurdu, işçiydi, öğrenciydi. Hollywood'taki Van Damme'dı.


Yaşamında iki büyük kavram vardı: Güç ve para.


Televizyonda gördüğü süslü yaşamlara gıpta eder, yaptığı işi küçümser, işine ve kazandığı maaşa lanet ederken hiç bir şekilde mutlu olamazdı. Katıksız, saf bir hasislik.


Onun umutları vardı.


Milleti yönetenler kim olursa olsun önemli değildi; yeter ki köşeyi dönsündü. Hırsız, rüşvetçi, yeşil, siyah fark etmezdi. Ona dokunmayan yılan bin yaşasındı.


O 'taraf'tı. Rakip takım taraftarlarını evire çevire döverdi. Kendi sevdiklerini sevmeyenleri tenhada kıstırası gelirdi. Cahildi ama uyanıktı.


Bir gün öldü. Cenazesinde herkes hakkını helal etti, timsah gözyaşlarıyla.


-/-


Cumhuriyeti seviyorum.


Her toplumun, lâyık olduğu biçimde ve kişilerce yönetilmesine imkân verdiği için cumhuriyeti seviyorum.


25 yıl boyunca, köşeyi dönme telaşına kapılıp yaşadıktan sonra, şimdi meydanlara toplanıp da Kuvayımilliye bayraktarı kesilenler, gerçekte neye lâyık olduklarını düşündüler mi hiç?


Hangisi ideallerinin peşinden koştu?


Hangisi, para ve gücün parıltısına kapılmadan ideallerini savundu?


Kapitalizme, emperyalizme karşı savaşanlar bugün sermayenin hasını yönetiyorlar.


Bugüne kadar neredeydiniz?


Ekranlardan akan suni yaşamlara özendirilirken gençlerimiz, siz neredeydiniz?


"Benim memurum işini bilir" diyerek hırsızlığa, çalıp çırpmaya, düzenbazlığa sevk edilirken halkımız, siz neredeydiniz?


Herkese tek ideal olarak "güç ve para" gösterilirken, okullarda eğitim denen kavram eriyip yok olurken nerelerdeydiniz?


Dağda Mehmet pusuya düşürüldüğünde BBG'ye SMS atan siz değil miydiniz? Ha, yoksa loto mu oynuyordunuz? Zengin koca peşindeydiniz veya...


Memleketin her köşesi bilfiil işgal edilirken neredeydiniz? Her yanımız ekonomik işgal altındayken siz de köşeyi dönüyordunuz değil mi?


Aman size bir şey olmasındı.


Tavşan boku gibi, aman sakın kokmayın, bulaşmayın.


Afedersiniz, özür dilerim.


Damarlarınızda biraz olsun mevcutsa Kemal'in dediği asil kandan, önce lütfen dönüp kendinize bakınız.


Acaba bu yönetimi alın terinizle hak etmiş olmayasınız?



16 Nisan 2007

Ünlüler Genelevi!

'Zap'lamak da artık para etmiyor. Nereye zaplarsan zapla, ünlüdür düşen son damla...

Efendim; özellikle cuma, cumartesi ve pazar günleri ekranlarımızı "ünlüler x" yarışmaları şenlendirmekte.

Büyük mutluluk...

"Patinajjjj, yerler yajjjj" derken sonra bülbül sesleriyle meşke başladılar, sonra raksa, sonra askerliğe, sonunda da sirkimin şovmenliğine... Ne sirkimdirik iş be!

Vallahi ben süper bir format buldum. Buradan format üstadı Osmantan Bey'e çağrımdır, lütfen beni destekleyiniz:

"5 kadın ve 5 erkek ünlü, yine 5 kadın ve 5 erkek 'halktan' yarışmacıyla her hafta eşleşir. Yarışmacılar her hafta, bir tema üzerinde performans sergilerler: Oral, anal, straight, facial, vb. Zerrin Egeliler, Kazım Kartal, Şahin K, Sibel Kekilli ile konuk üyeler Rocco ve Jenna Jameson'dan oluşan jüri, yarışmacıların performanslarını yorumlar ve puanlar. Aynı anda, halkın SMS'leri de İSİM yazılarak 3169'a gönderilmesi suretiyle alınır. Programda, gangbang ve bukkake özel gösterileri de yer alır. Her hafta bir yarışmacı elenir ve ceza olarak anadan üryan halde 24 saat boyunca Eminönü Mısır Çarşısı önünde bağlanarak kaderine terk edilir. Kazanana pilli ve titreşimli altın Priapos heykelciği hediye edilir."

Valla para pul, telif melif istemiyorum. Yeter ki yapılsın.

Halkımız herşeyin en nefisine lâyıktır...