16 Şubat 2010

Kısa kısa...

» Milliyet internet sitesinde neredeyse bir aydır sabit bir banner duruyor; uyduruk bir TV shop ürünü gibimsisi... Ya bu korkunç maliyetleri kaldırabilecek kadar çok kazanıyorlar ya da bizzat Doğan'ın kendi ürünü...

» Pınar Süt reklamı: "Anneler ve Çocuklar" Duygulu, güzel bir iş gibi görünüyor özünde ama ihmal edilen bir durum var: Reklam sonrası damakta kalan "arka tat" tamamen "hüzün"den ibaret. Nereden bakarsan bak, pozitif, canlı bir duygu bırakmıyor. Milletin zaten içi kara, sen de karartırsan o reklamdan kimseye hayır gelmez.

» Yeni İletişim Devi: Kampanyanın şemsiye fikri başarılı, WoM etkisi olan bir web ayağı da var. Ha, çok daha fazla köpürmeye müsait miydi? Evet.

» Sosyal Medya Belası: Cümle içinde bol bol "sosyal medyada pazarlama", "twit", "blog", "feed", "seed", "peer" ve benzeri kelimeler kullanarak para kazananlar var. Markanın işine gerçekte ne yarıyor, ne yaramıyor; ya bilen yok ya da herkes yalandan para kazandığı müddetçe sesini çıkarmıyor. "Ölüyü çok kurcalarsan ya osusur ya sıçar" diye nefis bir atasözümüz var. Sosyal medyada marka "sinsi" olmak zorunda. Meraklanan varsa buyursun, anlatalım. Sektörde markalara anlatılanların yüzde doksanbeşi çöpten ibaret. (Sinirliyim biraz)

» Yalan demişken; reklam genel şemsiyesinde sektörün hayatı yalan. Satın alma kararını etkilemek, tüketici nezdinde marka hakkında pozitif duygular örmek, tüm bunları sahih biçimde ölçebilmek... Peh! Körler ile sağırlar, birbirini ağırlar...

» Bir istisna parantezi: Garanti Bankası, o kadar doğru bir yol izliyor ki. Bonus da dahil olmak üzere ürünlerinin çoğu için olabilecek en doğru stratejilerle ilerliyorlar. Kreatif demiyorum, strateji diyorum.

» Şimdilik bu kadar...

Hiç yorum yok: